Cuma, Ağustos 29, 2014

kalbin sarayı

Çamurdan kurumuş bir rüya gecesi yolunda,
Toprak rengi bir ağacın, yeşil olduğunu düşündüğüm rüya yaprakları altında,
Elinde bir sigara ile bağdaş kurmuşken rastladım ona.

Her şeyi bilen alın ekranımda saltanat sarısı bir tabela belirdi: 

"Ona sor, O bilir."

Şüpheyle, başımı kaldırdım.

"Bir şey sorabilir miyim?

Gülümsedi.


"Burası rüya ülkesi değil mi? 

"Öyle diyorsan, öyledir"


"Kalbin Sarayı nerede, tarif edebilir misiniz?"


Hiç bir kamera ile yakalanamayacak bir
Şefkatle gözlerini dikti:


"Kalp nerede?" 

Sol elimle, sağ göğsümü gösterdim.

Sigaralı eli ile sol göğsümü işaret etti:
"Burada olabilir mi?"

"Kalbin Sarayını arıyorum, 

Yakında ölücem ve beni ancak 
O saraydaki hekim kurtarabilirmiş,
Rüyamda gördüm...

Ayrıca, birini bulmam gerekiyor!"


"Rüyanda mı?" 


"Hayır, gerçekte-n..."


"Şu an neredesin?"


"Buradayım... Sizinle."


"Peki, biz neredeyiz?"


"Emin değilim. Net göremiyorum gibi, her şey çok parlak ve mükemmel gibi...

Bak, çok az vaktim var.
Kalbin Sarayının nerede olduğunu bir tek sen biliyormuşsun, lütfen söyler misin?"

"Gidelim!"


"Zahmete gerek yok. Sadece adresi vermen yeterli, kendim gidebilirim"


"Kalbin sarayına gitmek istemedin mi?"


"Evet?!"


"Gidelim!"




sszblt