Salı, Mart 06, 2012

bldgn gb

...


2 kişilik bir nöbetti işte.
insanlar, her şeyi isimlendirmeyi sever,
anlamadıklarından belki,
arkadaşlık, sevgililik, o bu şu...


oysa, bildiğin gibi, 
sadece bir nöbetti. 


önce sen tuttun.
sonra ben.
ve kim bilir  kaç milyon kişi
kaç başka yerde?


ne uyaklar oldu, senin yokluğunda 
elimde ayağımda bir bilsen
iki kıta arasına ne şiirler yazılırdı
dile gelsem!


sadece görev icabı yamuk yapmadım kimseye, 
vahşilik kurallara aykırı.

bazen inadından delirir insan nöbette.
bazı geceler buz gibi seslere boğulur evren
bazen siyaha ve güneş suratına 
tüm ışıklarıyla da baksa
onu hissedemediğin de olur.
yıkanıp o halden çıkmayı beceremezsin
ağır geçer çok kimi...


öncekini sen tuttun.
bilirsin işte...


hakikatin her bir insanın gözünün önünden
sıvışıp geçmesini beklemekteyim.
sanki, görevim bu.
çok keyifli ya da kötü diyemem,
sadece ıssız ve bolca apathili.
yazamam içimden her geçeni.


mesela şunu diyemem:
"bugün, bir süpermarkette
cebime uygun hesap ararken
yine bula bula rafların önünde 
seni buldum."


delirebilir dünya tümden.
şimdi, anladın mı beni?
zor benim de nöbetim. 
yarıştırmak istemem ama
işte, bildiğin gibi..


en zoru, reddetmeyi bilmek
önüme konan yemekleri!
sen olsan belki, benim gibi korkup kaçmaz,
tadını çıkarır ya da susup beklerdin...


ama ben öyle değilim.
gerçek bir kuzeyliyim
bildiğin gibi...


anlamsızca mutluyum,
kalbinin içinde...
nefesin orada durmuş...


bn de duruyorum
orada sonsuza dek şimdi...


sanki, seni bulmak için doğmuştum
ve sanki kurtarmak tek görevimdi.
ölümüne nöbetteydim,
ve sanki...


uyudum ve beceremedim.
bildiğin gibi....




evrim
sessizbulut